PANAMA 21-24 TEMMUZ 2015
Panama yerel dilde“balık, ağaç ve kelebek bolluğu” anlamına geliyor. Orta Amerika’nın bu en zengin ve en az nüfuslu ülkesinde 3,4 milyon insan yaşıyor. Bunun üçte biri başkent Panama City’de.
Köprüden geçerek girdiğimiz panamada 1 saatlik bir yolculukla Atlantik okyanusu kıyılarına ulaştık.Buradan tekne ile Bocas del Toro adlı Panamaya ait Karaip denizindeki adaya geçtik. Bocas del Toro filmlerdeki gibi kıyı boyu restoranları, barları, plajları olan turistik,şirin, güzel bir karayip adası. İlk dikkatimi çeken herkesin oldukça iyi ingilizce konuşması oldu, diğer orta amerika ülkelerinde neredeyse kimse tek kelime ingilizce bilmiyordu. Bocas del Toro dan tekne ile günübirlik diğer küçük karayip adalarına gittik,denizin içinde tuzlu suda yetişen bitkiler, ormanlar arasında gezdik, bir adada yüzdük,bir diğerinde yemek, bir diğerinde maske şnorkelle su altını seyrettik.
Otobüs büyüklüğünde pır pır bir uçakla Panama City’e uçtuk. Manhattan’ı geride bırakacak gökdelenlerle dolu bir şehir karşıladı bizi, fotoğraflardan görmüştüm ama bu kadarını beklemiyordum. Bir anda başka bir dünyaya geldik. Çok güzel bir şehir,yaşanası bir yer Panama City, şehir sınırları dahilinde yağmur ormanları barındıran tek başkent.
Ülke 1903 yılına kadar Kolombiya topraklarının bir parçasıymış. Panama Kanalı’nın inşa edildiğini öğrenip üzerinde söz sahibi olmak isteyen ABD, ülkeyi bir iç savaş ile Kolombiya’dan ayırdıktan sonra kanal inşasını devralmış ve 15 Ağustos 1914 tarihinde resmi olarak ticari gemilere açmış. Anlaşmaya göre kanal ve kanalın her iki tarafındaki 10 millik alan Amerikan kontrolü altında olacaktı (1922 yılında Kolombiya’ya Panama Kanalı’nın kaybı için 25 milyon dolar ödenmiş) Uzun bir süre oradan gelen tüm gelirlerin tek sahibi olan Amerika, 1979 yılında kanalı Panama’ya devretmiş ancak 1989’da baba Bush yönetimindeki hükümet, kanalı geri kazanmak adına “demokrasi getirme bahanesiyle” Panama’yı işgal kararı almış. 2000 yılına kadar kanalı tekrar elinde bulundurduktan sonra yeni bir anlaşma ile de bölgeden çekilmeyi kabul etmiş Günümüzde kanal Panama devletinin kontrolünde ve tüm ülke ekonomisinin tam üçte birini oluşturuyor.
Panama Kanalı, Orta Amerika'nın en güney ülkesi Panama topraklarında yer alır ve Atlas Okyanusu ile Büyük Okyanus'u birbirine bağlayan su yoludur.
İnşaat ABD tarafından tamamlanmış ve kanal 1914'te hizmete açılmıştır. 77 kilometre uzunluğundaki kanalın yapımı sırasında, sıtma ve sarı humma gibi hastalıklardan büyük toprak kaymalarına kadar her türlü güçlükle karşılaşılmış ve yaklaşık 27.500 kanal çalışanı bu süreçte can vermiştir.Bu kanal Güney Amerika ve Kuzey Amerika'yı birbirinden ayırır.
Bugün New York'tan San Francisco'ya giden bir geminin, Panama kanalını kullanarak 9.500 km yol yapması, Horn Burnu'nun dolaşılmasını zorunlu kılan eski günlerdeki 22.500 km yola oranla büyük bir kolaylıktır.
Açılışından 2002 yılına dek, yaklaşık 800.000 geminin geçtiği tahmin edilen Panama Kanalı'ndan her yıl 14.000'den fazla gemi geçmekte olup taşınan yük miktarı 203 milyon tonu bulmaktadır.
Kanal boyunca yolculuk yaklaşık 9 saat sürmektedir.Ayrıca kanalda bulunan indirgeçli kaldırgaç sayesinde aşılması zor olan noktalarda gemiler ilerleyebilmekte ve hareketlenme kazanabilmektedir.
Panama kanalı dünyanın mühendislik harikasıdır ve en pahalı kanaldır.Kanal, bölgenin sosyoekonomik koşullarını geliştirmiştir. Panama kanalı ile Panama halkının refah seviyesi yükselmiştir. Kanal ülkenin gelişimine önemli katkılar sağlamıştır.
Panama Kanalı deniz seviyesinden 28 metre yukarıdadır.Sıvıların dengesi kanunundan faydalanılarak gemiler kanal içinde yavaş yavaş yükseltilir ve aynı metotla diğer tarafa doğru indirilir.
Gökdelenler arasında New York da başlayan serüven, gökdelenler arasında Panama City de son buluyor.
Dönüş Panama City-Miami-New York-İstanbul.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder